GELİRDE ADALET ÜCRETTE DENGE:
Memurun Dediği Olacak
BORA KAŞLI
-
“Memurun derdi zam değil, zammın rafta durma süresi.”
Toplu sözleşme dönemi geldi çattı. Masanın bir tarafında “Zam isteyeyim ama bütçeyi de zorlamayayım” diyen , diğer tarafında “Zam isteyeyim ama hayal de satmayayım” diyen… Arada kalan ise memur: Çayını karıştırırken “Acaba bu şeker kaşığı maaşımın yüzde kaçı?” diye düşünen koca bir kesim.
Sendikaların Dileği
Sendikalar bu yıl menüye bolca “refah payı” eklemek istiyor. Yanına da vergi dilimi mağduriyetini ortadan kaldıracak bir garnitür, 3600 ek gösterge sosu ve tatlı niyetine fazla mesai ücretleri güncellemesi… Ama garsonun (bütçenin) “Bugünlük bu kadar” demesinden endişeliler.
Ekonomik Menü
Türkiye’de dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 26 bin lira. Yoksulluk sınırı 85 bin lira… Bekâr bir çalışanın yaşama maliyeti 33 bin, memur ailesinin açlık sınırı 35 bin, yoksulluk sınırı 84 bin lira. Bekâr bir kamu emekçisi için bu rakam 51 bin liraya kadar çıkıyor. Ve işte asıl komik (!) olan: En düşük memur maaşı 38 bin liranın bile altında. Yani, menüde “ana yemek” yok, sadece çorba ve salata…
Alım Gücü: Gülmek mi Ağlamak mı?
Resmî zam oranı açıklandığında herkes gülüyor… Ama markete gidince bu gülüş yerini derin bir sessizliğe bırakıyor. Çünkü maaş cebine girmeden eriyor. En düşük memur maaşındaki yıllık reel kayıp 9-10 bin lira civarında, ortalama memur maaşında ise 11 bin lira. Yani zam, yeni alınan telefon gibi: Daha kutusunu açmadan modası geçiyor.
Memur ne istiyor? Aslında çok basit: Maaşını aldığı gün “Bu ay da idare ederiz” diyebilmek… Bir de ayın son haftasında çayın yanında bisküvi yerine hâlâ poğaça alabilecek kadar alım gücünü korumak. Ama bunun için masada sadece çay değil, biraz da gerçekçi ve cesur kararlar gerekiyor.
8. Dönem Toplu Sözleşme, sadece rakam pazarlığı değil, memurun “Ayın 15’inden sonra makarna günleri” takvimini kısaltma umudu. Bakalım bu yıl masadan çay mı kalkacak, kahve mi, yoksa gerçekten memurun yüzünü güldürecek bir maaş mı?
